ADBA Danışmanlık
 
 

MARKA TESCİLİ

 

Marka nedir ?

 

Türk Marka Hukukunda markanın ne olduğu konusunda belirleyici kesin bir tanım yapılmamıştır. Ancak örnekleme yoluyla markanın içereceği unsurlar belirlenmiştir. Markalar ile ilgili olarak uygulanacak hukuk kaynağı 1995 tarihinde yürürlüğe giren 556 sayılı markaların Korunması Hakkındaki kanun hükmündeki kararnamedir.

556 sayılı KHK ya göre:

Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dâhil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir.

Marka, mal veya ambalajı ile tescil ettirilebilir. Bu durumda mal veya ambalajın tescili marka sahibine mal veya ambalaj için inhisari bir hak sağlamaz.

556 sayılı KHK sadece tescilli markalara uygulanmaktadır. Tescil edilmemiş ancak bir şekilde kullanılmakta olan markalar koruma kapsamı dışındadır. Bu tür marka olarak kullanılan ibare ve isimler ancak genel hükümler yani Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümlerine göre korunmaktadır.

556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre sistemin yürümesi için belirli unsurlar gerekmektedir.

1. Tescil işlemlerinde yetkili bir devlet kurumu ( Türk Patent Enstitüsü)
2. Usulüne göre yetkilendirilmiş marka vekilleri
3. İhtisas mahkemeleri

Bu üçlü sistem kurulmadıkça sistemin tam olarak işlemesi mümkün değildir. 556 sayılı KHK ile MARKA VEKİLLİĞİ ortaya çıkmış ve marka vekilliği bir meslek olarak kabul edilmiştir. İhtisas gerektiren bir işlem olan marka müracaatında bir vekille çalışmak her zaman için yararlı olmaktadır.

Neden Marka Tescili?

Günümüzde markalar somut varlıklardan daha değerli hale gelmiştir. Öyle ki şirketlerin güçleri sahip oldukları maddi varlıklardan ziyade artık markalarının değerleri ile ölçülmektedir. Değer taşıyan her şey gibi markaların da korunması gereklidir. Markanın koruması elbetteki onun sahibi adına tescil edilmesi ile başlar. Marka koruması hemen hemen dünyanın tüm ülkesinde Türkiye'nin de 1930 yılında imza atığı "Paris Anlaşması" kriterlerine göre korunur. Türkiye'de markalar, Paris Anlaşmasına uygun olarak hazırlanmış olan ve 1995 yılından itibaren yürürlükte olan 556 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre korunur.

Gerek üretim, gerekse hizmet işletmeleri ürün veya hizmetlerini ayırt etmek için kullandıkları markaları bir başkası tarafından taklit edilmemesi için onları "marka tescili" ile koruma altına almalıdırlar. Marka tescili; kullanılan isim, logo veya ayırt edici işaretin birebir aynısının veya benzerlerinin kullanılmasını engelleyen en önemli ve güçlü kanuni yoldur.


Marka Tescilinde Kritik Konular

Marka tescilindeki amaç markanın korunmasıdır. Korumanın iyi olabilmesi için marka olarak tescil edilmek istenen işaretin ayırt edici olması bir zorunluluktur. Buna göre, üzerinde çalışılan işaretin ayırt edici bir işaret olmasının en baştan sağlanması gerekmektedir. Aksi durum işaretin tesciline engel olacağı gibi bir şekilde söz konusu işaret tescil edilse dahi üzerinde kullanılacağı ürün veya hizmetleri piyasada mevcut ürün yada hizmetlerden ayırt etmesi sağlanmış olmayacağından markadan beklenilen hukuki ve ekonomik yararlar sağlanamayacaktır. Bundan dolayı marka tescili için başvuru yapılacak markaların işletmenin orta ve uzun vadeli planları da gözetilerek iyi belirlenmesi gereklidir.

Marka Tescil Başvurusundan Önce Marka Oluşturma, isim belirleme;

Genel anlamda ayırt edici niteliğe sahip olan ve baskı ile çoğaltılabilen her türlü işaret marka olabilir. Fakat günümüzde gittikçe büyük önem kazanan, hatta şirketlerin en önemli değerlinin başında olan markaların seçimi, hem marka kanunları açısından, hem de pazarlamanın bir parçası olan markalaşma kriterleri açısından önemli bir başlangıçtır. Bu nedenle marka oluşturmanın başlangıcı olan isim belirleme veya logo belirleme de aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir;

Seçilecek marka en temel olarak iyi bir pazarlama stratejisi belirlenerek seçilmelidir. Pazarlama stratejisinde; üretilecek ürün veya hizmet, rakipler ve markaları, rakiplerin pazar payları, hedef kitle, gelecek dönemle ilgili marka genişletme veya güçlendirme politikaları gibi kriterler göz önüne alınmalıdır.

Seçilecek markalar Türkiye'de kullanılacaksa 556 sayılı markaların korunması hakkındaki kanun hükmündeki kararnameye göre analiz edilmelidir. Koruma sağlamayacak markaların seçimi boşa yapılan yatırımdır. Marka tescilinden önce yapılacak marka analizi için Adba danışmanlıktan bilgi alabilirsiniz.

Seçilecek markalar pratik anlamda tescili mümkün olsa da piyasada özellikle o sektörde kullanılan markalara benzememeli, onların ününden yararlanıp markalaşma yoluna gidilmemelidir. Benzer markalar normal şartlarda tescil edilemezse dahi, teori ve uygulamalardaki açıklıklardan dolayı tescil edilebilir. Fakat bu yol markalaşma için uygun bir yol değildir. Doğru yol ürün ve hizmetlerde olduğu gibi isim veya işaretlerde de farklılık oluşturmaktır.

Seçilecek markalar eğer Türkiye'de tescil edilecek ve kullanılacaksa öncelikle Türkiye'de marka benzerlik araştırması yapılmalıdır. Marka benzerlik araştırması sonucu benzer markalar varsa marka uzmanları ve marka vekillerinden tescil edilebilirlik yorumu istenmelidir. Seçilecek olan markanın tescilli olan markalara benzeyip benzemediğini Adba Danışmanlık’tan faydalanarak öğrenebilirsiniz.

Seçilecek markalar eğer yurt dışında da kullanılacaksa (orta veya uzun vadeli planlar dahil) yurt dışı araştırma işlemleri de yapılmalıdır.

Marka araştırma sonucunda yapılan kanun ve uygulamalar açısından analiz etme işleminden sonra tescil imkanı olabilen markalar tescil için başvurulmalıdır.


Marka Tescil Kriterleri

Ayırt edici özelliğe sahip her türlü isim, logo veya işaret marka olabilir. Fakat bu genel tanımı sınırlandıran 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki kanun hükmündeki kararnameye göre tescil edilemeyecek markaların genel özellikleri şunlardır;

Marka tarifinde belirtildiği üzere öncelikli olarak Ayırt Edici olmayan herhangi bir işaretin marka olarak tescil edilmesi imkanı bulunmamaktadır. (556 s. KHK. m.7/a)

Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar, (556 s. KHK. m.7/b) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler de marka olarak tescil edilemez. (556 s. KHK.m.7/c) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları tek başına veya esas unsur olarak içeren işaretlerin tescili de mümkün değildir. (556 s. KHK. m.7/d)

Malın özgün doğal yapısından ortaya çıkan şeklini veya bir teknik sonucu elde etmek için zorunlu olan, kendine malın şeklini veya mala asli değerini veren şekli içeren işaretlerin marka olarak tescil edilmesi de mümkün değildir. (556 s. KHK. m.7/e)

Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler marka olarak tescil edilemez. (556 s. KHK. m.7/f)

Yetkili mercilerden kullanmak için izin alınmamış işaretler marka olarak tescil edilemez (556 s. KHK. m.7/g)

Kamuyu ilgilendiren, tarihi, kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği diğer **armalar**, amblemler veya nişanları içeren işaretler marka olarak tescil edilemez. (556 s. KHK. m.7/h)

Sahibi tarafından izin verilmemiş bulunan tanınmış işaretlerin, dini değer ve sembolleri içeren işaretlerin ve kamu düzenine yada genel ahlaka aykırı işaretlerin marka olarak tescil edilemez. (556 s. KHK. m.7/ı-j-k)

Markalarda koruma, yönetmelikte belirtilen şartlara uygun hazırlanmış müracaatların Türk Patent Enstitüsüne başvurusu yapıldığı tarih, saat ve dakika itibariyle başlar.

Marka Tescilinde Vekil ve Danışman Seçimi,

Marka tescili genel olarak çerçevesi kanuni sınırlarla belirlenmiş bir işlemdir. Normal şartlarda ticaret ve sanayi ile uğraşan bir işletme marka tescil başvurusunda bulunabilir ve işlemleri kendisi takip ederek markasını tescil ettirebilir. Fakat şurası unutulmamalıdır ki marka tescili markalaşma stratejisinin önemli bir parçası, hatta temeli sayılabilir. Seçilecek markanın yanlış seçilmesi, resmi işlemlerde bilgi eksikliğinden veya kişisel ihmalkarlıktan dolayı hak kaybı, gelen itirazlara cevap verilememesi veya red kararlarına itiraz edilememesi gibi sebeplerden dolayı markanın tescil edilememesi veya eksik bir koruma elde edilmesi mümkündür. Bu ise gelecekte tüm yatırımların üzerine yapılacağı markanın risk altında olması anlamına gelir.

Markaların tescil öncesi araştırma veya tescil işlemleri esnasında konu hakkında teorik ve pratik olarak bilgili, teknik donanıma sahip, hızlı müdahale yapabilecek teknik yapıya sahip, kurumsal vekillerle çalışılması önerilir. Marka ile ilgili tüm işlemleri kendi bünyesinde yapan firmalar büyük ölçekli (örneğin grup şirketleri) firmalardır. Bu firmalar işlemlerini kendi bünyelerinde oluşturacakları sınai mülkiyet departmanları ile yapabilirler. Bu firmaların dışındaki firmaların tümünün bir vekil kuruluşu ile çalışması tavsiye edilir. Firmaların sınai hakların yönetimi ile ilgili tüm işlemleri, yani; araştırma, başvuru ve izleme gibi işlemleri kendi bünyelerinde yapmaları konunun uzmanlık, tecrübe ve teknik donanım gerektirmesinden dolayı hem çok maliyetli, hem de çok zordur. Dolayısı ile tıpkı mali danışmanlık, hukuk danışmanlığı, yönetim danışmanlığı konularında aldığı hizmetler gibi vekillerden de danışmanlık alması gereklidir.

Marka Koruma Süresi

Tescil edilen markalar 10 yıl süreyle korunur. Onuncu yılda markalar yenilenebilir ve marka sahibi firma yaşadığı sürece (markanın da yaşaması istenirse) 10 yılda bir yenilenerek koruması süresiz olarak uzatılabilir.

Markaların tescilinden sonra tescil edildiği gibi 5 yıl içinde kullanılması gereklidir.

Marka Tescilinde Koruma Alanları, Hed Hedef Pazarlar ;

Markalar Türkiye'nin de 1930 yılında imza attığı uluslar arası Paris anlaşmasına göre sadece tescil edildikleri ülkelerde korunurlar. Firmalar ihracat yaptıkları veya stratejik planlarında kullanmayı düşündükleri markaları Pazar alanlarında veya ilerde Pazar olanı olabilecek ülkelerde tescil ettirmesi gerekir.

Normal şartlarda başka ülkelerde tescil işlemi için o ülkenin bir marka vekili ile çalışıp o ülkeye klasik anlamada marka tescil başvurusu yapmak gerekir. Bu işlemi kolaylaştıran sistemler günümüzde uluslar arası anlaşmalar sayesinde vardır. Bu anlaşmalardan en önemlisi Türkiye'nin de üye olduğu Madrid Protokolüdür. Madrid Protokolü sayesinde markanın tescil edilmesi istenen ülkelerde toplu bir başvuru ile daha düşük maliyetlerle sağlanabilmektedir. Madrid protokolüne üye olmayan ülkelerdeki marka koruması, klasik anlamda o ülkelere başvuru yapmakla mümkündür. Unutulmaması gereken bir konu tıpkı yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da marka tescili yapmadan önce "yurt dışı marka ön araştırması" yaptırıp markanın tescil edilebilirlik bakımından risk analizi yapılması gereklidir.

DETAYLI BİLGİ İSTİYORUM

AD, SOYAD
TELEFON
E-POSTA
ADRES
KURUM
 
MESAJ
GÖNDER
DETAYLI BİLGİ İSTİYORUM
 
Büyükşehir mah. Büyükşehir Konutları B21/A Beylikdüzü / İstanbul
T: +90 212 689 77 13     |     F: +90 212 689 40 41
Facebook